Belirlenen noktalarda buluşmamızın ardından gece yolculuğu yapmak üzere Abant'a doğru yola çıkıyoruz. Sabah vereceğimiz kahvaltı molasının ardından kartpostal tadında Abant Gölü manzarasına ulaşıyoruz. Rehberimizin anlatımları sonrasında burada vereceğimiz serbest zaman ve fotoğraf molasının ardından aracımızda buluşarak Unesco Dünya Miras Listesi'nde yer alan Safranbolu'ya varıyoruz ve Safranbolu'nun nostaljik Arnavut kaldırımlı sokaklarında tarihi yapıları tek tek gezmeye başlıyoruz. Hükümet Konağı, Saat Kulesi, Köprülü Mehmet Paşa Camii ve avlusundaki güneş saati, bir müze ev olan Kaymakamlar Evi, Cinci Hanı ve hamamı, barok stilinin küçük örneklerinden biri olan İzzet Mehmet Paşa Camii, Akçasu Kanyonu, aynı işi yapan esnafların toplu halde bulundukları yer anlamına gelen Arasta çarşısı ve tarihi köy kahvehanesi, demirciler çarşısı, bakırcılar çarşısı, semerciler çarşısı gezileri sonrasında meşhur Safranbolu İmren Lokum İmalathanesi ve havuzlu başodayı görüyoruz. Lokum ve safran alışverişlerimizi tamamladıktan son otelimize geliyor ve yerleşiyoruz, akşam yemeği ve konaklama otelimizde. Arzu eden misafirlerimiz Safranbolu akşamlarını yaşayabilirler. Rehberimiz araç içinde gerekli bilgilendirmeyi yapacaktır.
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından, Safranbolu turizmine katkıda bulunmak amacıyla, Tokatlı Kanyonu üzerinde yerden 80 metre yükseklikte ve 11 metre genişliğinde yapılan Kristal Teras'a (Cam Seyir Terası) gidiyoruz. 75 ton ağırlığı taşıyabilen, roketatar mermisiyle dahi kırılmayan cam seyir terası, her biri 750 kilogram taşıyabilecek kapasiteye sahip gözenekler, 3 santimetre kalınlığında 3 parça camdan oluşmaktadır. Yaklaşık 400 kişiyi taşıma kapasitesine sahip olan 100 metrekareden oluşan terasta bir seferde sadece 40 kişi bulunabilmektedir. Teras eşsiz Tokatlı Kanyonu manzarasını bizlere sunmaktadır. Cam Teras turumuzun ardından bir Bektaşi köyü olan ve Yörük Türklerinin yaşadığı eski adıyla Yörükan-i Taraklı Borlu şimdiki adıyla Yörük köyüne varış. Köy halkının ortak kullanım alanı olan Eski çamaşırhane, Sipahioğlu Konağı ve köy pazarı gezilerimiz sonrasında Amasra'ya hareket ediyoruz. Çam, meşe ve söğüt ağaçlarının yola eğilerek sanki bir tünel oluşturduğu yollardan geçerek Amasra'ya doğru yol alıyoruz. Fatih Sultan Mehmet'in ''Lala, Lala Çeşm-i Cihan (Dünya'nın göz bebeği) dedikleri bu mu ola'' sözleri ile ün kazanan güzel Amasra'ya ulaşıyoruz. Öğle yemeğimizi deniz kenarında bulunan balık restoranında sınırsız balık ve Amasra'ya özgü salatası ile alıyoruz. Yemek sonrasında Amasra'yı gezmeye başlıyoruz. Cenevizliler döneminden kalma Amasra Kalesi, Bizans döneminden kalma, kiliseden çevrilme Fatih Cami ve Kale Mescidi, Boztepe, Çekiciler Çarşısı (Ağaç işleri),ve Tekne turu gezilerinden sonra, bu şirin ilçeyi arkamızda bırakıyor ve bastonuyla ünlü Devrek'e gidiyoruz. Bir ağaç parçasının hünerli ellerde nasıl bir sanat eserine dönüştüğünü görebileceğimiz atölyede alışverişlerimizi tamamladıktan sonra Mengen-Yeniçağ üzerinden Lüleburgaz'a doğru yola çıkıyoruz. Akşam saatlerinde Lüleburgaz'a ulaşıyor ve sizleri aldığımız kalkış noktalarında bırakıyor ve bir başka Zogo Turizm organizasyonunda buluşmak dileğiyle veda ediyoruz.
İlk yorumu siz yapın