29 Mart Cumartesi (Ramazan Bayramı arifesi) belirlenen saatlerde siz değerli misafirlerimizle belirlenen noktalarda buluşmamızın ardından İzmir'e ulaşmak üzere yolculuğumuza başlıyoruz
Sabah saatlerinden İzmir’in hemen yanı başında ki orman köyü Çiçekli Köy de alacağımız köy kahvaltısı ile programımıza başlıyoruz. İzmir’in meşhur Konak Saat Kulesi’ni ve Kurtuluş Savaşı’nda düşmana ilk kurşunu atan Gazeteci Hasan Tahsin Anıtı’nı görmek için Konak Meydanına ulaşıyoruz. Burada verilen fotoğraf molası sonrasında antik Çağ’ın 12 İon kolonisinden biri olan ve antik dönemdeki ismi Erythrai olan Türk turizminin gözbebeği Çeşme’ye ulaşıyoruz. Burada 1508 yılında ll. Beyazıt tarafından yaptırılmış muhteşem deniz manzaralı kalesini ziyaret ediyoruz. Daha sonrasında Çeşme çarşısında verilen serbest zamanı takiben Çeşme den ayrılarak, antik dönemde ismi Agrillia günümüzdeki ismi ile Alaçatı’ya ulaşıyoruz. Kendine özgü birbirinden etkileyici taş mimarisi evleri, yel değirmenleri ve bol rüzgarı ile ünlü bu güzel kasabada begonvil ve biberiye kokuları arasında güzel bir yürüyüş sonunda aracımıza geçerek hem toprakla özdeşleşen geçmişlerini Türkiye’nin ilk tematik festivallerinden biri olan “Oyuk” yani korkuluk festivaline ev sahipliği yapan Barbaros Köyüne geçiyoruz. Sürdürülebilir bir köy yaratma hem de imece geleneklerini yansıtmak ve yaşatmak adına oluşturulan festivalle köy popülerliğini halen korumakta. Köyün değişik yerlerinde bu oyuklarla sıklıkla karşılaşacağız. Küçük ancak özünü koruyarak gelişmiş başarılı kadınların işlettiği ev lokantaları ve el işi dükkanları ile kadın emeğine sahip çıkan ve koruyan, vizyonu ve felsefesi ile şehirlere örnek olacak bir köydür. Köy gezimiz ardından tarihi taş evlerinin bulunduğu sokaklara ve bakir koylara sahip Sığacığa geçiyoruz. Her bir köşesinde sakin şehrin sembolü olan salyangoz resimlerini görebileceğiniz, huzur ve sessizliğin hakim olduğu bu şirin beldede, Sığacık Limanı, Kale içerisindeki tarihi evleri geziyoruz. Akşam üzeri Ege’nin güzel gün batımı manzarası ile çay kahvelerimizi yudumlayarak konaklama ve akşam yemeği için otelimize geçiyoruz.
Sabah otelde alacağımız kahvaltı sonrasında Selçuk’a hareket ederek Efes Antik Kentine gidiyoruz. Kazıları 120 yıldan fazladır sürdürülen Efes Antik Kentini gezmeye başlıyoruz. Odeon, Kuretler Caddesi, Latrinalar, Skolastika Hamamı, Celsus Kütüphanesi, Aşk Evi, Agora, Tiyatro, Devlet Sarayı, Trajan Çeşmesi, Hadrian Tapınağı, Liman Caddesi gezileri ile antik dünyanın en önemli şehirlerinden biri olan Efes’in görkemli yapısını rehberimizin anlatımları ile keşfediyoruz. Akabinde Bülbül Dağı eteklerinde bulunan Meryem Ana Evi’ne varıyoruz. Yatağa bağımlı Alman rahibe Anna Katharina Emmerick’in rüya vizyonlarından yola çıkılarak bulunmuş, 1967 yılında Papa 6.Paul tarafından kutsal Haç yeri kabul edilen Meryem Ana Evi’ni ziyaret ediyoruz . Öğlen yemeği molamız ve harika bir keşif için Şirince’ye gidiyoruz. “Dağdaki Efes” yakıştırması ile Efes’ten göç eden Rumlar tarafından inşa edilen, ulaşımı zor olduğu için savaş yıllarında zarar görmeden tüm güzelliğini korumayı başarabilmiş Şirince sokaklarında yapacağımız yürüyüş ile yöreye özgü meyve şaraplarının tadına bakacak, öğle yemeğimiz için yöresel lezzetler sunan butik restoranlara misafir olacağız. Verilen serbest zamanın ardından hediyelik alışverişlerimizi tamamlayarak yeniden otobüsümüz ile buluşuyor ve konaklama ve akşam yemeği için otele geçiyoruz.
Sabah otelde alınan kahvaltı sonrası Pamukkale’ye varıyoruz. Dünyada benzeri sadece İtalya’da Travertino isimli kasabasında görülebilen, bembeyaz dokusuyla travertenler sizleri kendine hayran bırakıyor. Burada yürüyüşe izin verilen terasta gezerken Denizli ovasına hakim Travertenler’ de çekeceğiniz fotoğraflar, güzel bir gezinin anıları olacak. Sonrasında ulaşacağımız Apollon Tapınağı ve onun yanında yer alan, antik çağda Cehennemin giriş kapısı olarak bilinen Plutonium yani Cin Deliği’ni görerek rehberimizden bilgiler alıyoruz. Daha sonrasında Anadolu’ nun en iyi koruna gelmiş tiyatrolarından olan Hierapolis Tiyatrosu’nu ziyaret ediyoruz. Bu keyifli gezimizin ardından öğle yemeğimiz için meşhur Denizli kebabının tadına bakacağımız mekana geçiyoruz ve sonrasında ev tekstili denilince sadece ülkemizde değil tüm dünyada akla gelen Denizli tekstil ürünlerini görmek ve alışveriş yapmak için tekstil fabrikasına gidiyoruz. Siz değerli misafirlerimiz ile birlikte güzel anılar biriktirdiğimiz turumuzdan bir başka Zogo Turizm programında buluşmak dileğiyle dönüş yolculuğuna başlıyoruz.
* Tur süresince gezilecek olan bölgenin hava şartları ve coğrafi yapısına uygun kıyafet ve ayakkabı (bot, terlik, spor ayakkabı vb.) tercih edilmelidir.
* Tur süresince çekileceğiniz fotoğraflarınıza renk katmak için, dilerseniz aksesuar şapka vs. eşyaları sırt çantanıza almanızı hatırlatırız.
* Yolculuğa başlamadan önce düzenli kullandığınız ilaçlar varsa yanınıza alınız ve Alerjik, Kronik ve Kalıtsal rahatsızlıklarınızı rehberinize veya araç personeline bildiriniz.
* Yolculuk esnasında ve tur süresince ihtiyacınız olan şarj aleti, powerbank gibi cihazlarınızı yanınızda bulundurunuz.